morali çok bozulan adam

6 Kasım 2010 Cumartesi 12:47 Gönderen ağzınasinekkaçanadam

O gün en sevdiği cam kenarındaki koltukta yerini kapmış yolculuk ederken her zamanki gibi dışarıyı seyrediyordu. Dinlediği müzikle birlikte hayal dünyasında dolaşırken başına geleceklerden hiçbir haberi yoktu oysa. Şimdi burada hayal dünyasından kastım beyaz atlı prens olarak prensesini kurtarmak türünden şeyler değil tabiki. Çünkü o tipten benzer hayalleri küçük bir çocukken okula gittiği servisin dışarı sarkmayı önleyici demirle kaplı penceresinden bakarken kurardı. Beyaz atlı prens kendisi, prenses ise sınıfın en güzel kızı olurdu çoğu zaman. Okul servisi hayalindeki kız bazı geceler ilk gençlik rüyalarına da girerdi. Ancak o hayalini kurduğu kız farklı her sınıfla birlikte değişmesine rağmen, sonuç hiç değişmez, sınıfın en güzel kızı her zaman bir saniyelik rüyadan daha uzun süre girmezdi hayatına. Teneffüslerdeki saniyelik bakışmalar da bu istatistiği değiştirmeye yetmezdi. Biraz sonra kafasındaki bütün düşünceler dağılmış ve boş bir şekilde arabaları izlemeye başlamıştı. Sağa veya sola dönerken sinyal yakmış arabaların, dönüş bittikten sonra sinyal söndürme hızlarını takip ettiği küçük oyununu oynamaya başlamıştı. Geniş dönüşlerde sinyal otomatik olarak kapandığı için bu arabaları oyunun dışına çıkarıyor, şoförün kendi inisiyatifinde sinyalini kapattığı arabalar, kapatma sürelerine göre puanlar alıyorlardı. Zaten bu oyunun vakit geçirmekten başka bir amacı olmadığı gibi çoğu zaman kazananı da olmuyordu.

Aslında her şey müzik çalardaki şarkının değişmesi sonucunda yeni çalmaya başlayan şarkının bir öncekinden daha sesli olmasıyla başladı. Birkaç şarkıdır aynı ses ayarıyla müzik dinlemesine rağmen yeni gelen şarkı aynı ses seviyesinde daha gürültülü çalmaya başlamıştı. Olması gerektiği gibi müzik çaları gömleğinin cebinden çıkardı ve müziğin sesini biraz kıstı. Yaptığı bu işlem sırasında gizli güçler tarafından gömlek cebindeyken birbirine dolaştırılan kablo, aleti yeniden cebine koymaya çalıştığı sırada hiç öngörmediği şekilde büyük bir engel olmuştu. Ani bir sorunla karşılaşan bünyenin tepki verememe sendromundan kurtulması uzun sürmedi. Ve yine aynı bünye tek çözümün kulaklıkları çıkarıp kabloyu düzeltmek olduğuna karar verdi. Elini kulaklarına götürdü ve yavaş bir şekilde kulaklıklarını çıkarmaya başladı. Sağ kulağındaki kulaklığı çıkarıp avucunun içine aldığında gözü bir an kulaklığın üzerinde kocaman bir “L” harfi yazmasına rağmen, yazan harfi öngördüğü şekilde “R” olarak okudu. Ama bu yanılgı çok uzun sürmedi ve neden sonra uzun süredir kulaklıkları ters taktığını fark etti. Evet olmuştu. Yıllardan beri üzerinde hassas bir şekilde davrandığı doğru kulaklığı doğru kulağa takma işleminde yanılmıştı. Biran için olanlara bir anlam veremedi ve aynı şaşkınlıkla boş boş etrafına bakındı. Daha sonra elini sol kulağına götürdü ve kulaklığı aynı şekilde çıkarıp avucunun içine aldı. Saliselerle ifade edilebilecek bir süre boyunca kulaklığın üzerindeki harfe bakamadı. Sonucunu kesin olarak bilse bile hep bir umut olur içinde insanın. Gelecek için bir mutluluk sebebiyken bazen, bazen de gereksiz bir beklenti içine sokar insanı ve en büyük mutsuzluk sebebi olur, umut. İşte böyle bir beklenti içinde avucundaki kulaklığın arkasını çevirdi ve “R” harfini gördü. Yine büyük bir hayal kırıklığıydı yaşadığı. Hayat anlamını yitirmiş ve artık dünya üzerinde yaşanamayacak bir yer haline gelmişti onun için. O artık eski “O” değildi. Bundan sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edemezdi. Yapamazdı bunu. Olmazdı. Olamazdı.

Yolculuğun kalan süresinde müzik dinleyemedi. İneceği durağa gelmeden önce yavaş yavaş ayağa kalktı kapıya doğru yönelmeye başladı. Otobüsten indikten sonra aslında nereye gittiğini kendisi bile bilmiyordu. Bildiği tek şey ayaklarının onu morali her bozulduğunda gittiği bara götürdüğüydü. Her zamanki gibi içmek dertlerini unutmanın en kolay yoluydu…

0 Response to "morali çok bozulan adam"